“Hollywood Gülüşü”, “Turkish Smile”, ya da daha pek çok farklı moda trendi ile bilhassa toplumsal medyadan pompalanan “bembeyaz dişler” modasına karşı uzmanlar uyarıyor: Sadece beyazlatmak maksadıyla yapılan herkese tek tip porselen diş modası bir an evvel sürat kesmeli.
“Lamina porselen, sanıldığı kadar pak değil”
Porselen diş olarak bilinen lamina porselen uygulamasının her vakit herkese yapılmaması gerektiğini kaydeden İstanbul Diş Tabipleri Odası Lider Yardımcısı Prof. Dr. Nadir Kazazoğlu, ‘Kar beyazı diş’ modası için, insanların farkında olmadan sıhhatlerini tehlikeye attığını kaydetti. Lamina porselen uygulamasının lakin gerekli durumlarda uygulanması gerektiğini tabir eden Prof. Dr. Kazazoğlu, “Sanıldığı kadar temiz bir süreç değil. Dişe ziyanı yok deniyor lakin var. Diş minesini 0,5 milimetre törpülüyoruz, üzerine porselen plakasını yerleştiriyoruz. Sonuçta hiçbir sorunu olmayan sağlıklı dişe bunu yapmak protokollere çok ters ve ağız diş sıhhatini da tehlikeye atan bir durum” dedi.
“Türkiye’deki sıhhat turizmi olumsuz etkileniyor”
DHA’nın haberine nazaran; sıhhat turizmi konusunda da bu alanda büyük suistimaller yaşandığına işaret eden Prof. Dr. Kazazoğlu, “Diş beyazlatma, yalnızca Türkiye’de moda değil. Avrupa’da da bu türlü. Doğal ki Avrupa’da daha değerli olduğu için bunu talep eden bireyler Türkiye’ye gelmeyi tercih ediyor. Fakat piyasada bu işler çok karışık. Diş doktoru olmayanlar, bu işleri para kazanmak için yapıyorlar. Hatta geçenlerde İngiltere ve İspanya’dan iki büyük olay oldu Türkiye’de süreç yaptıran iki bireyle ilgili. Türkiye’ye de yansıdı bu olaylar. Güya Türkiye’deki diş tabipleri bilgisiz, hiçbir şeyi düzgün yapamıyor üzere lanse edildi dünya basınında da. Halbuki o olaydaki şahısların de diş doktoru olmadığı ortaya çıktı” dedi.
“Moda haline geldi”
Özellikle son 10 yıldır toplumsal medya trendlerinin de tesiriyle halk ortasında bir diş beyazlatma modasının hakim olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kazazoğlu, “Beyaz diş konusuna harikulade bir talep var. Bir moda, sıhhatle alakası yok. Sıhhatle alakası olmayınca da doğal ki beşerler bu diş tedavilerinin kimilerinden ziyan görüyorlar. Sıfır renk dediğimiz, kar beyazı bir renk var. 20 kilometre öteden tanırsınız, bütün moda meraklıları bu rengi istiyor. Olağan tonda bir renkteki dişlerini, sıfır renk olsun diye kestirip lamina yaptırıyorlar. Aslında onarım dediğimiz süreçlerde bu türlü bir durum için sıralama öncelikle bir diş beyazlatma süreciyle başlamalı, oradan sonuç alınamazsa (dişteki leke, renk farkı çok kötüyse) üzerine lamina yapmak gerekli. Dişin ön yüzünü keserek porselenle kaplıyoruz. Bunların hepsi onarımdır. Onarım, eksik bir şeyi tamamlamak hedefiyle yapılır. Yoksa moda olsun diye, dişi beyaz gözüksün, beyazı daha da beyaz olsun diye bu türlü bir tedavi yapmak maalesef hastaya ziyan veriyor. Bilhassa 15-18 yaş kümesi gençlerden fevkalade bir talep var” diye konuştu.
“Aklı başında hiçbir diş doktoru bunu yapmaz”
“Maalesef birtakım doktor olmayanlar bunu bir para kazanma ögesi olarak kabul edip, birinci evvel dişleri beyazlatmak yerine, direkt lamina yapmak, kaplama yapmakla insanlara ziyan veriyor. Dişleri sağlam gelmiş bir hastaya, yalnızca rengini bir ton daha açabilmek için birtakım onarımlar yaparak ona ziyan veriyor. Hiçbir aklı başında diş tabibi bunu yapmaz”
“Çarpıklığı düzeltmek için lamina yapılmaz”
Lamina porselen yaptırmanın lakin öteki süreçlerden sonuç alınamadığında düşünülmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kazazoğlu, diş çarpıklıklarının düzeltilmesinde bile artık bu formülün seçilmeye başlandığına dikkat çekerek şu ikazlarda bulundu:
“Biz tedavide öncelikle hastanın dişinde bir renkleşme varsa, beyazlatma ile başlıyoruz. Şayet beyazlatma yetmiyorsa o vakit lamina düşünüyoruz. Lamina de aslında herkesin söylediği üzere zararsız değil. Dişe lamina yaparken aslında ziyan vermiş oluyoruz. Zira üzerlerinden bir ölçü aşındırıyoruz, o aşındırdığımız ölçü 0,5 milimetre kadar oluyor. Onun üzerine 0,5 milimetrelik bir porselen kabuğu yapıştırıyoruz. Bu, ömür uzunluğu da gitmiyor. Hiçbir onarım ömür uzunluğu gitmez aslında. Dişinize uygun bakarsanız azamî ömrü 10 yıl civarındadır. Dişleri sağlam, düzgün, rastgele bir kasveti yok. Yalnızca bir ton beyazlatmak için bu süreci yapmak, açıkçası insanlara ziyan vermektir. Düşünün 18 yaşındaki çocuklara lamina yaptınız, ortadan 10 sene geçti. O 10 yıl içinde hastanın dişlerine çok uygun baktığını düşünelim. Yeniden de diş eti hastalığına karşı daha savunmasız oluyor. 28 yaşına geldiğinde bu kişi dişlerinde öteki sorunlar yaşayacak, kemikte erime, diş etlerinde çekilme üzere. Lamina ile bunu kapatmanız da mümkün değil. Bir üst tedavi haline geçip kaplama yapmak zorunda kalacaksınız. 10 yıl da bu gitsin, kişi 38 yaşına geldi. O vakit elinizde tedavi seçeneği kalmayacak. Bir de dişlerdeki çarpıklığı düzeltmek için lamina yapanlar var. Beşerler süratlice bu işi çözmeye çalışıyorlar lakin tekrar sıhhatinden kaybediyorlar. Aslında onların adresi ortodonti. Artık günümüzde şeffaf plaklarla tedavi edebiliyoruz, çok pratik ve süratli tedaviler var. Lakin insanlarda sabır kalmadı. Bir an evvel düzelsin, çabucak yarın olsun diye bekliyor”
“Sğlık hizmetleri kanununa nazaran suç”
İstanbul Diş Tabipleri Odası Hukuk Müşaviri Avukat Gürsan Atar ise diş teknisyenlerinin ağız içi içerisinde süreç yapma yetkisinin olmadığını söyleyerek bunun kanunen hata olduğunu kaydetti ve “Lamina porselen konusu estetik bir uygulama. O nedenle de diş doktoru olmayan şahıslar de oradan gelecek karın büyüklüğünden hisse almak istiyorlar. Yetkisi olmadığı halde hasta ağzına teknisyenlerin müdahale ettiğini biliyoruz. Bir kişinin diş tabibi olmadığı halde hasta ağzında müdahalede bulunması, Sıhhat Hizmetleri Temel Kanunu’na nazaran cürüm. Üstelik mahpus cezası gerektiren bir cürüm. Ağız diş sıhhati yönetmeliği mucibince, hasta ağzına yalnızca hastanın onam verdiği diş doktoru müdahale edebilir. Onun dışında, teknisyen ya da çalışma müsaadesi almayan, faaliyet müsaadesi olmayan diş doktorunun dahi müdahale yetkisi yoktur” dedi.
